Matematik Öğretmeni Faruk Aydan Kimdir?

Hepimizin farklı favori hocaları vardır. Benimkilerin başında Faruk Aydan gelir. Onunla ilgili hatırlayacağımız birçok anımızın arasında şu birkaç anekdot hiç aklımdan çıkmaz;

Faruk Aydan: “Şimdi matematik ile ilgili öğrendiğiniz her şeyi unutun”

Yıl 1968, 4-C sınıfında Fen Lisesi yaşamımızın ilk dersi matematik. Sakin bir şekilde sınıfa giren aydınlık yüzlü öğretmenimiz “Oturun çocuklar. Ben matematik ve geometri öğretmeniniz Faruk Aydan” diye kendini tanıttı. Daha bizlerin ismini sormadan “Şimdi matematik ile ilgili öğrendiğiniz her şeyi unutun” diye sözüne devam etti. Hemen eline bir tebeşir alıp “Meraklı bakışlarınızdan ne dediğimi anlayamadığınızı sanıyorum. Siz şimdi bana iki kere ikinin dört ettiğini mi söylüyorsunuz?” deyip tahtaya döndü ve birkaç satırda iki kere ikinin hiçbir zaman dört etmeyeceğini ispatladı. Arkasından geometriyle ilgili olarak iki doğrunun hiçbir zaman paralel olmayacağını gösterip bizi abandone ederek müthiş bir ilgiyle izlemeye başladığımız derse “p” ve “q” elemanlarının ne olduklarını anlatarak devam etti.

Dersleri kaynattığını zanneden öğrenci takımı 🙂

5. sınıfta artık hoşgörüsünü çok iyi bildiğimiz Faruk Aydan hocanın derslerini kaynatmaya çalışmak bizim için en eğlenceli uğraşlardan biriydi. Hemen her dersinin başında ilgili ilgisiz sorular sorarak bu uğraşımı sürdürürdük:

  • Hocam, sizlere Amerika’da kaç yıl eğitim verdiler?
  • Ford Vakfı ne kadar yardım yaptı?
  • Biz üniversitelere kontenjandan sınavsız mı gireceğiz?
  • Okulun ilk kurulduğu yıllarda bahçedeki üç bayrak direğinden birine Amerikan Bayrağı mı çekiliyordu?

Bunlar gibi abuk sabuk sorularımıza hiç kızmaz, bazen kısaca bazen uzun uzun ama mutlaka bizi yanıtlardı. Bir keresinde yine böyle alakasız bir konuda tam bir ders saati boyunca konuşup konuya ikinci dersin ilk on dakikasında da devam ederek en uzun ders kaynatma rekorumuzu kırdığımızı düşünmüştük. Aslında bunun, iyi bir eğitimci olan hocamızın bizimle kurduğu ilişkinin bir parçası olduğunu çok sonraları idrak ettik.

Faruk Aydan yaptığı sınavlarda 10 üzerinden 15 veren bir hocaydı

Faruk Aydan sıra dışı hocalarımızdan biriydi. Bizim dönemlerimizde sıra dışı hocalarımıza alışmıştık. Bunun ne büyük bir ayrıcalık olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyoruz.

5. Sınıf (1969-1970 ders yılı) matematik sınavlarından biri, Faruk Aydan soruları sorduktan sonra sözünü şöyle tamamladı; “Arkadaşlar, bu sorulardan sadece birini göstermediğim yöntemle çözene 10 veririm”.

Vasat bir öğrenci olarak bunu hiç üstüme alınmadığım için çok üstünde durmamıştım. Ama birkaç ders sonra Faydan notlarımızı okumaya başlayınca işin ciddiyeti gündeme geldi:

  • Filanca 6,
  • Murat İstanbulluoğlu 15,
  • Falanca 8,
  • Salim Önen 15, ……

Bütün notları okuduktan sonra açıklamasını yaptı. “Bu arkadaşlarınız bir soruyu farklı yöntemle, diğer bir soruyu da fazladan ama bildiğimiz şekilde çözmüşler. Bu nedenle 10 üzerinden 15 aldılar.”

Bu hem çok hoşumuza gitmiş hem de hocamızın ne kadar sözünün eri olduğunu görüp gurur duymuştuk. Başka arkadaşlarımızdan da böyle 15 alanlar oldu ama ben özellikle örnek olarak seçtiğim yukarıda sözü geçen ve artık aramızda olmayan can dostlarımız sevgili Salim ve Murat’ı rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar.

Faruk Aydan : “Sol elinizin eldivenini sağ elinize hiç zahmet çekmeden giyebilirsanız…”

Yine bir 5. sınıf matematik dersinde hocamız kapıdan girdi ve sınıfın ortasına doğru yürürken şu sözlerle derse başladı; “Çocuklar, eğer bir gün bir yerde sol elinizin deri eldivenini sağ elinize hiç zahmet çekmeden giyebiliyorsanız bilin ki şu an bulunduğunuz uzaydan daha fazla boyutlu bir uzaydasınızdır”. Biraz durup sınıfı kısaca gözden geçirdi, “Evet arkadaşlar bu gün n boyutlu uzaylar konusuna başlıyoruz” diye devam etti. Şimdi gel de bu dersi can kulağı ile dinleme.

Son sınıfta şube değişikliği olunca F. Aydan ile devam etmedim matematik derslerine, ama o temelle ODTÜ birinci sınıf Calculus benim için rahat kurslardan biri oldu.

27 Aralık 2005 tarihinde kaybettiğimiz sevgili hocamıza rahmet diliyorum.

Necip ÖZBEY ’71

Bir yorum yaz



Savaş Uyar

Umut bittiğinde yaşam da bitmiş demektir. Umudunuz hiç bitmesin..

1 Cevap

  1. Mahmut dedi ki:

    Allah rahmet eylesin, Faruk aydan, yıl 1982 büyük dershane, Anadolu’nun bir köyünden dersane için Ankara dayım, 3 ay içinde Faruk hoca matematik dersini sevdirdi, sayesinde İTÜ inşaat ,
    Allah razı olsun Faruk hocam , hakkını helal et, Faruk hocanın iki eliyle aynı anda soru çözdüğünü hatırlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir