Kara Delik: Uzayın Derinliklerindeki Canavar

Kara delikler, evrenin doğumunu anlamamızda anahtar rol oynamaktadırlar. Uzayda var olan ışık dahil hiçbir madde ya da radyasyon kara deliklerden kaçamaz. Evrende bir kara delikten daha büyük, güçlü ya da korkutucu başka bir şey yoktur diyebiliriz. Kara delik; gezegenleri, yıldızları ve yanlarına yaklaşan her şeyi yutmaktadır.

Peki kara delik nedir, nasıl oluşur?

Kara delikler aslında ölmüş yıldızlardır ve büyük kütle çekim alanlarıdır. Çok büyük kütleye sahip bir yıldız, yakıtını tükettiğinde kendi üzerine çöker ve kara deliği oluşturur. Buna collapsar adı verilir.

Ancak kara delikler, bir yıldızın yakıtını tüketerek kendi üzerine çökmesi sonucu meydana gelmez. Çok büyük kütleli cisimlerin uzayda birbirine çarpması sırasında da kara delikler oluşabilir. Fakat herkesçe bilinen kara delikler collapsar adı verilen kara deliklerdir.

İlginizi çekebilir

Kara delikler neden siyahtır?

Siyah, ışığın hiçbir görünür dalga boyunda bulunmadığı durumdaki renge verilen isimdir. Kara delikler üzerinden yansıyan hiçbir dalga boyu olmadığı için, kapkaradırlar. Yani kara delikleri ışığı yansıtmadığı için göremeyiz.

Dünya tarihinde çekilmiş ilk kara delik fotoğrafı

Peki ilk kara delik fotoğrafı nasıl çekildi?

Nisan 2019 tarihinde dünyanın ilk kara delik fotoğrafı basın yoluyla duyuruldu. Dünyanın 8 farklı konumunda bulunan teleskoplardan alınan veriler, atom saati kullanılarak çok hassas bir şekilde birleştirildi.

Bu veriler çok büyük oldukları için mevcut internet teknolojimiz ile transfer edilmesi mümkün olamadı. Petabayt büyüklüğündeki hard disklere yüklenen bu veriler merkez üssüne uçaklarla götürülerek birleştirildi.

Hatta kara delik fotoğrafının tamamlanabilmesi adına Antarktika‘da bulunan teleskoplardan alınan veriler, gemiler ağır kış koşullarından etkilendiği için beklenmek zorunda kaldı.

Kara deliklerin atası olan yıldızlar nasıl oluşur?

Bir yıldızın ortaya çıkışı, ağırlıklı olarak hidrojenden oluşan bir gaz bulutuyla filizlenmektedir. Gaz ve toz bulutlarının bir araya gelip içe doğru yoğunlaşmasıyla yıldızın doğumu başlar.

Yıldızın çekirdeğinde bulunan devasa enerji, dalga boyları şeklinde etrafa doğru saçılır. Bu saçılma sırasında yıldızın çekirdeğinde bulunan hidrojen helyuma dönüşür. Meydana gelen enerji ışıma biçiminde uzaya saçılırken, yıldızın kütle çekimi ile karşılıklı bir denge içerisinde girer. Bundan dolayı yıldız çekirdeğindeki füzyon reaksiyonu dengelenir ve böylece milyarlarca yıllık bir enerji kaynağı oluşur.

İlgili içerikler ilginizi çekebilir:

Bir yorum yaz



Savaş Uyar

Umut bittiğinde yaşam da bitmiş demektir. Umudunuz hiç bitmesin..

İlginizi çekebilecek konular...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir